Duyarlı İletişim: İddialı İletişim mi, Dengeli, Etkili ve Duyarlı Bir Yaklaşım mı?

Özgür Poyrazoğlu
3 min readNov 26, 2024

--

İletişim becerileri üzerine konuşulduğunda, özellikle kurumsal hayatta ya da kişisel gelişim süreçlerinde sıkça karşılaşılan “assertive communication” kavramı, Türkçeye “iddialı iletişim” olarak çevrilerek karşımıza çıkıyor. Ve yıllardır kendi kendime ne kadar telkin etsem de ol-mu-yor: Bende içselleşmiyor bu çeviri. Bu çevirinin yanıltıcı ve kavramın gerçek anlamının uzağında olduğu bir gerçek. “Assertive” ifadesi, sadece “iddialı” olmak değil, aynı zamanda dengeli, saygılı ve kendine olduğu kadar başkalarına karşı da duyarlı bir iletişim tarzını ifade ediyor özünde. Bu yüzden, “duyarlı iletişim” terimi, “assertive communication” kavramını daha doğru şekilde karşılayan ve bu dengeyi yansıtan bir ifade olarak öne çıkabilir diye düşünüyorum.

İletişim Tarzları ve Eksenler: Kendine Saygı, Başkasına Saygı

İletişim tarzlarını daha iyi anlamak için bu kavramı iki temel eksende ele alabiliriz: “kendine saygı” ve “başkalarına saygı”. Bu iki eksen, farklı iletişim türlerini anlamamızı kolaylaştırır. Bu eksenlerin köşe noktalarında dört ana iletişim tarzı bulunur: pasif, agresif, pasif-agresif ve duyarlı iletişim.

Pasif İletişim

Pasif iletişim tarzı, kişinin kendi haklarından vazgeçmesi, kendi ihtiyaç ve dileklerini ifade edememesi üzerine kurulu bir iletişim biçimidir. Bu tarzda, karşı tarafa yüksek saygı gösterilirken, kişi kendine gereken saygıyı göstermekte zorlanmaktadır. Örneğin, “Tamam Ufuk, ne zaman uygun olursa o zaman getirirsin.” gibi bir ifade, kişinin kendi ihtiyaçlarından vazgeçtiğini gösterir.

Agresif İletişim

Agresif iletişimde, kişi kendi haklarını ve dileklerini ifade ederken karşı tarafı göz ardı eder ve başkalarına saygı göstermeyi önemsemez. Bu iletişim tarzı, başkalarına zarar verme ve öfke yönetimi gibi sorunlara yol açabilir. Örneğin, “Bu rakamları hemen getirmezsen, burada fırtına kopacak!” gibi bir ifade, içerdiği bütün öfke ve şiddet bir yana karşı tarafa saygısız bir yaklaşımdır.

Pasif-Agresif İletişim

Bu tarzda kişi, ihtiyaç ve çıkarlarını dolaylı ve gizli bir biçimde ifade eder. Kendi haklarından vazgeçiyor gibi görünürken aslında karşı tarafı zorlama ya da manipüle etme davranışı sergiler. “Keşke herkes raporlarını zamanında teslim etseydi de işler daha iyi gitseydi.” gibi bir ifade, dolaylı bir eleştiri ya da memnuniyetsizlik barındırır.

Duyarlı İletişim

Duyarlı iletişim, kişinin kendi haklarını koruyarak, karşı tarafın haklarına da saygı göstermesi anlamına gelir. Karşıdakinin ihtiyaçları kadar kendi ihtiyaçlarına ve elbette her iki tarafın sınırlarına da duyarlı olmayı barındırır. Bu iletişim tarzı, kişinin duygularını ve düşüncelerini açıkça ifade etmesi, ama aynı zamanda başkalarının duygularına ve haklarına da özen göstermesi üzerine kuruludur. “Ufuk, yoğun olduğunu biliyorum, ama lütfen bu rakamları cuma günü öğlen saatine kadar bana ulaştır.” gibi bir ifade, kişinin hem kendi ihtiyacını net bir şekilde ortaya koyduğunu hem de karşı tarafa saygı gösterdiğini ifade eder.

Neden “İddialı İletişim” Değil?

İşte bu noktada “iddialı iletişim” terimi yetersiz kalıyor. “İddialı” kelimesi, çoğu zaman salt kendini öne çıkarma anlamlarını çağrıştırıyor. Ancak “assertive”, yani “duyarlı iletişim” tarzı, hem kendine hem de karşı tarafa olan saygıya dayanan bir denge kurmayı hedefler. Bu iletişim tarzı, çatışma yaratmadan ya da pasif kalmadan, iki tarafın da ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar. Kendini ifade ederken başkalarını dinlemek ve anlaşılmak için açık kapı bırakmak, duyarlı iletişimin en temel özelliklerindendir.

Bu nedenle, “assertive” iletişim tarzını anlatırken “duyarlı iletişim” terimi, kavramın çoğunlukla anlatılmak istenen boyutlarını daha iyi ifade eder. Ancak burada esas önemli olan, bu iletişim tarzının nasıl uygulanacağını ve hangi becerilerin geliştirilmesi gerektiğini anlamaktır.

Duyarlı İletişimi Özetleyecek Olursak

Duyarlı iletişim, kişinin hem kendi haklarını savunmasını yani kendine duyarlı olmayı hem de başkalarının haklarına saygı göstermesini gerektirir. Bu tarz, açık, dürüst ve nazik bir iletişim kurmayı içerir. Örneğin, bir toplantıda kendi fikrinizi ifade ederken, karşı tarafın da düşüncelerini dinlemeye açık olmak bu tarzın önemli bir parçasıdır. Duyarlı iletişim kurabilmek için kişinin kendi ihtiyaçlarını ve sınırlarını fark etmesi, aynı zamanda karşısındakinin de ihtiyaçlarına duyarlı olması gereklidir. Ancak bu şekilde, hem kendinizi hem de karşı tarafı koruyarak sağlıklı ve verimli bir çözüm süreci oluşturabilirsiniz. Bu nedenle, duyarlı iletişim, iş yaşamında sağlıklı ve güçlü ilişkiler kurmanın temel anahtarı olarak anahtarlıklarımızda yerini almalı.

--

--

Özgür Poyrazoğlu
Özgür Poyrazoğlu

Written by Özgür Poyrazoğlu

İletişimci. Markaların iletişimiyle başladığı yolculuk insanların, liderlerin, takımların iletişimiyle devam ediyor. Fotograf çekiyor, geziyor, yazıyor.

No responses yet